Bayramın birinci günü başlayarak, bayramın ikinci ve üçüncü günü, Mina'da üç belirli yere, taş atılması ki, buna “Remy-i Cimar” (şeytan taşlaması) denir.
Mina'da usulüne göre şeytan taşlanması, hac ibadetinin vaciplerindendir, unutmayalım.
Bu yerler, Cemre-i Ülâ, Cemre-i Vüsta ve Cemre-i Akabe, “küçük şeytan, orta şeytan, büyük şeytan” niyetiyle, Asr-ı saadetten bugüne kadar taşlandığı gibi, kıyamete kadar da, Ümmet-i Muhammed'in hacıları tarafından taşlanacaktır.
1- Cemre-i Ülâ: Birinci Cemre, hacılar arasında “Küçük Şeytanı” taşlama yeri olarak bilinir, Bayramın, ikinci ve Üçüncü günleri, ilk sırada hacılar buraya her gün yedişer taş atarlar.
2- Cemre-i Vüsta: Orta Cemre, hacılar arasında “Orta Şeytanı” taşlama yeri olarak bilinir. Bayramın birinci, ikinci ve üçüncü günleri, ikinci sırada hacılar buraya yedişer taş atarlar.
3- Cemre-i Akabe: Akabe Cemresi, Hacılar arasında “Büyük Şeytanı” taşlama yeri olarak bilinir. Bayramın birinci günü ilk önce sadece buraya yedi taş atılır. Bayramın ikinci ve üçüncü günleri, üçüncü sırada hacılar buraya da yedişer taş atarlar.
Hatırlatma: Eğer hacılar bayramın dördüncü günü Mina'da sabahlamışlarsa, öğleden önce aynı şekilde üç Şeytana “yedişer taş” atarlar. Bayramın üçüncü günü Mekke'ye gidenlerin, bayramın dördüncü günü Mina'ya geri gelip üç şeytana taş atmalarına gerek yok.
1- Bayramın birinci günü sadece büyük şeytanın taşlanması
Bunun, bayramın birinci günü şafakla başlayıp, ikinci günü şafaktan önce atılması. İlk gün Akabe şeytanın, yirmi dört saat içinde taşlanması gerekir.
2- Bayramın ikinci ve üçünüü günlerinde her üç şeytanı ayrı ayrı üç yerde taşlanması
Bayramın dördüncü günü Mina'da sabahlayanlar için, her üç yere öğleden önce taşlama yapabilirler.
3- Her Cemreye birer birer yedi taş atılması
Taşların hepsi birden atılırsa bir taş yerine geçer. Atılmayan veya Cemre yakınına bırakılan taşlar geçerli değildir, tekrar atılması gerekir.
1- Üç yerde şeytan taşlanması. Başka yerde yapılmaz.
2- Şeytan taşlanmasının “Eyyamı Nahr’ de” kurban kesme günlerinde yapılması.
3- Kurban kesilmesi. Kurbanın bayram günlerinde, Harem bölgesinde kesilmesi. (hacc-ı kıran veya hacc-ı temettu yapanlar için)
4- Tıraş olunması. Tıraşın bayram günlerinde ve Harem dahilinde yapılması.
-5- Tertibe riâyet edilmesi. Yani, önce şeytan taşlanması, sonra kurban kesilmesi, sonra traş olunması. Bu tertip Hanefi olanlar için vaciptir.
Diğer mezheplerde tertip sünnettir.
1- Müzdelife ‘den Mina'ya -mümkünse- güneş doğmadan önce Müzdelife'ye hareket edilmesi.
2- Mina'ya gelindiğinde ilk önce büyük şeytanın taşlanması.
3- Her Cemreye atılması gereken yedi taşın, cemrelere ardı ardına atılması.
4- Taşların 3-5 metre geriden atılması.
5- Bayramın ikinci ve üçüncü günleri evvela küçük, sonra orta daha sonra büyük şeytanın taşlanması.
6- Cemrelere atılacak taşların, mercimekten büyük, fındıktan küçük nohut ebatında olması. -Taşlar insana isabet ederse, zarar vermesin diye bu ebat tesbit edilmiştir.-
7- Taşların, bayramın birinci günü, güneş doğduktan sonra -zaruret varsa şafak söktükten sonra- ikinci ve üçüncü günleri, öğleden sonra güneş batana kadar geçen zaman içinde atılması.-Zaruret varsa gece de atılabilir-
8- Küçük ve orta şeytan taşlandıktan sonra; kendisi, anne babası, aile efradı ve bütün müslümanlar için kıbleye dönerek duâ edilmesi. -Cemret-ül Akabe'de, taş atıldıktan sonra, orada duâ için durulmaz, izdihama sebep olur. Taş attıktan sonra orası hemen terk edilmelidir.-
9- Cemrelere her taşı atarken “Bismillahi Allah-ü Ekber” denmesi. Ve “Allah'ım! Bunu makbul bir hac, mağfiret edilmiş günah ve meşkur bir sa'y eyle” diyerek atılması güzel olur.
10- Cemrelere taş atarken Mina'yı sağ tarafa, Mekke'yi sol tarafa alarak, yani kıbleye yönelerek taşların sağ taraftan atılması. Bu, şartlar müsaitse, mümkünse yapılır. İzdiham varsa terk edilir.
11- Bayramın üçüncü günü öğleden sonra taşlama işini bitiren hacıların beklemeden Mekke'ye inmesi. Taşlama işi bittikten sonra Mina'da -zaruretsiz- güneş batana kadar beklenmesi isabettir, -hatadır günahtır.
12- Mina'dan Mekke'ye dönerken “Muhassep ve Etbah” denilen iki dağ arasında mezarlığa doğru düz bir vadi vardır. Burada biraz eğlenip dinlenilmesi de sünnettir.
Bi'setin yedinci yılında Kureyş ve Kinane oğulları, bu vadide, Resül-ü Ekrem'i himayesine alan Haşimoğullarını, bundan vazgeçirmek için, Haşimilerle alışveriş yapmamaya, kız alıp vermemeye yemin etmişlerdi.
O sıkıntılı günlerin geride kaldığını ve Allah'ın luti-u keremini İslam'ın izzet ve şerefini göstermek için bu vadide devesinden inip dinlenmiştir. Son yıllarda bu sünnet izdiham olduğundan uygulanamıyor.
1- Taşların gereken yere, geriden fırlatarak atılması.
Bu mesafe en az -üç zira- ortalama bir buçuk metre kadar geriden olmasıdır. 3-5 metreye kadar müsaade edilmiştir.
2- Taşların teker teker atılması.
Topluca atılan taşlar veya bir avuç kum, çakıl veya toprak tek taş atılmış gibi sayılır.
3- Taşların, atılması gereken yere atılması.
Rastgele atılan taş herhangi bir hacıya veya herhangi bir yere çarparak atılması gereken yere düşerse atış sahih olur. Sıçrayarak başka yere düşerse, mümkünse taş alınır tekrar atılır, eğer bu mümkün olmazsa yerine başka bir taş atılır, aksi halde atış eksik olur, sahih olmaz.
4- Atılan şeylerin taş veya toprak -çakıl, kum, kuru çamur, tuğla, kiremit, beton gibi cinsinden olması.
Demir veya ağaç cinsinden herhangi bir şeyle veya altın, gümüş, inci, yakut, elmas ve saire gibi kıymetli şeylerle taşlama yapılmaz.
5- Gücü yetenin bizzat kendisinin taşlaması.
Ayakta namaz kılacak kadar gücü olmayan yaşlı veya hastalar, cemreleri taşlaması için herhangi birini vekil tayin edebilir. Vekaleti alan kimse, evvela kendi taşlarını atar, sonra da vekalet aldığı kimsenin taşlarını atar.
6- Taşların belirlenen zamanlar içinde atılması. Rasgele zamanlarda taş atılmaz. Her mezhebin belirlediği zamanlarda taşın atılması gerekir.
Bayram'ın 4- 'üncü günü güneş batana kadar geçen zaman içinde taşlama yapılarak kaza edilirse, vacip yerine gelmiş demektir. Bundan sonra, eda veya kaza olarak taşlama yapılamaz. Çünkü, taşlama vakti çıkmıştır.
İmam-ı Azam'a göre vaktinde atılamayan taşlar kaza edilerek atılsa dahi gereken ceza düşmez.
İmam-ı Ebu Yusuf ve İmam Muhammed; “vaktinde atılmayan taşlar, daha sonra kaza edilirse ceza düşer” demişler. Alimlerimiz arasında, iki imamın görüşü birleşirse tercih edilen görüş olarak kabul edilir. Fethu'-Kadir C-1- . S. 2- 5- 1- 'e bakılsın.
1- Bayramın birinci günü şeytan taşlamanın vakti:
Şâfi ve Hanbelilere göre, gece yarısından itibaren başlanabilir. Son zamanlarda çok izdiham olacağı ve hayati tehlike korkusundan bu iki imamın görüşünü tercih edenler oluyor. İslam kolaylık dinidir.
2- Bayramın ikinci ve üçüncü günleri şeytan taşlamanın vakti:
3- Bayramın dördüncü günü şeytan taşlama vakti
Şafak sökene kadar, Mina'dan çıkılmamışsa, öğleden önce her üç şeytanın taşlanması caizdir. Şeytan üç yerde taşlanır, Mekke'ye dönülür. Öğle sonuna kadar beklenmez, bu şekilde dl edilmesi hacılar için bir kolaylıktır.
Geceleri Şeytan Taşlanması
Gece taş atmanın iki mahsuru vardır:
Birincisi: Atılan taşın yerine isabet edip etmediği görülmez. Halbuki taşı yerine düşürmek vaciptir.
İkincisi: Atılan taşlar görülmediğinden, birine zarar verebileceği endişesi vardır. Bu sebeple gece taş atılması mekruh görülmüş olabilir. Şimdi şeytan taşlanan yerler, gündüz gibi aydınlık olduğundan, insan ne yaptığını rahatlıkla görebilir. Bu sebeple, izdihamdan dolayı, hayati bir tehlikeden korkulursa, uygun bir zamanda, gece de şeytan taşlanabilir. Alimlerimiz buna müsaade etmişler.
1- Bir günde aynı cemreye yediden fazla taş atılması. Eksik atılırsa ceza gerekir.
2- Kendisi veya başkaları tarafından atılmış yerine ulaşmayan taşlardan alıp tekrar atılması,
3- Cemrelere temiz olmayan -necaset bulaşmış taşların atılması. -Taş atarken şeytana kızarak kaba, çirkin sözler söylenmesi de mekruhtur.
Cenab-ı Hakk'ın ve Resul-ü Ekrem'in emirlerine itaat ve imtisalin neticesidir. Ebedi düşmanımız olan şeytanı ve onun ordusunu ve azgın nefse verdiği vesveselerini ibâdet kasdıyla taşlamaktır.
Her hacı “Bismillahi Allahü Ekber” diyerek attığı taşla şeytanı ve onun ordusunu ve her türlü rezalet, ahlaksızlık ve kötülüğü taşladığını bilmelidir. Attığı her taşla, Allah-u Teâlâ'nın Rızasına, Cennet ve Cemalullah'a doğru, ruhen yüceldiğinin şuüruna ermeli. Taşlar bu duygu ve bu şuurla atılırsa kıymet ifade eder, ibâdet yerine geçer. Böyle olmazsa, şeytan taşlansa bile, bizim hayatımızda bir tesiri olamaz.
Nihâyet: Arafat'ta verdiği sözlerin, döktüğü göz yaşlarının neticesinde af olunma sevinciyle, Müzdelife'den inen hacılar, nefsini azdırıp peşinde gezdiren şeytana, öfke ve nefretle taş atmasıyla, Arafat'ta verdiği sözünde ciddi ve samimi olduğunu ispat etmiş oluyor. Hacıların; her taş atışlarında, iman ve İslami ahidlerini yenilemeleri ne kadar güzeldir.
Evet her hacı; şeytanı taşladıktan sonra ömrünün sonuna kadar, bir daha nefse uymayacağına, temizlenen ruhunu bir daha kirletmeyeceğine, şeytanı sevindirmeyeceğine, attığı taşlarla bir kez daha söz vermiş oluyor.
Mina'da şeytan taşlamanın hikmetlerinden bir diğeride, Hz. İbrahim (Asm)'ın sünnetinin ihya edilmesidir.
İSTANBUL
Mimar Sinan Mah.
Selam-i Ali Caddesi 31-1
Üsküdar / İstanbul
0533 333 33 31 - 0216 466 66 66 - 0532 111 22 01
İSTANBUL
Atikali Mah.
Yavuz Selim Caddesi No: 3 Daire: 2
Fatih / İstanbul
ANKARA
Hacı Bayram, Soydaşlar Sk. Gürer iş merkezi 19/11 D:6. Kat: 6
06000 Altındağ/Ankara
0216 310 20 50- 0532 111 22 01