Rabiatül Adeviyye hazretleri, tüm müminlere örnek olacak bir zattır. Kendisinin ismi Rabia olmakla birlikye, Hz. Rabia, Rabiatül Adeviyye veya Rabia el Adeviyye gibi farklı isimlerle anılmaktadır. Kendisine Kudüs Gezilecek Yerler yazısında yer vermemizin nedeni ise, kendisinin kabrinin Kudüs'te bulunmasıdır.
Rabiatül Adeviyye gerçek bir Allah dostu, Allah aşığıdır. O, İslam dinindeki ilk kadın evliyalardandır. Kendisinin doğum tarihi bilinmemekle birlikte, vefat tarihi Hicri 135, miladi 752’dir. Basra şehrinde çok fakir bir ailenin dördüncü kızı olarak dünyaya gelmiştir. Kendisi ailenin üçüncü kızından sonra doğduğundan dolayı Rabia ismini vermişlerdir.
Fakir bir ailede doğduğundan sizlere bahsetmiştik. Öyle bir fakirlik ki, bebek için ne giyecek bir giysi, ne onu saracak bir şey var. Çocuklarına verebilecek bir şeyleri yok. Ayrıca, o zamanlar Basra’da müthiş bir kıtlık var. İşte böyle bir ortamda dünyaya gelmiş Rabiatül Adeviyye. Annesi, Rabiatül Adeviyye doğduğunda sabaha kadar hüngür hüngür ağlamıştır.
Rabianın annesi ağlayınca tabi, babası da ne yapacağım diye düşünürken gözyaşlarını tutamamış. Bir babayı düşünün ki çocuğuna bir şey alamıyor. Bu ne kadar gurur ve onur kırıcı bir şeydir. Çocuğuna bir şey yapmıyor. Çok zor bir şey.
Ve babası o gün bu duygularla sabaha karşı uyumuş, gözleri dalmış ve bir rüya görmüş. Bunu birçok kişi için anlatıyorlar ama Rabiatül Adeviyye için de anlatıyorlar.
Rüyasında babası Peygamberimizi görmüş, Peygamberimiz ona demiş ki;
“Sen git Basra valisine bir mektup yaz. Bu gece Rasulullah'a salâvat getirmeyi unuttun. Sen her akşam 100 defa Salavatı Şerife getiriyordun ama bugün unuttun bunun cezası olarak bu mektubu getiren kişiye 400 Dinar ver” diye bir mektup yaz demiş. O da uyanınca sevinçle kalkmış ve bu mektubu yazmış. Almış Basra valisine gitmiş. Basra valisi bu mektubu görmüş ve bir kişinin kendisini rüyasında görerek Resulullah'ın kendisini ifade eden bir cümle kullanması onu derinden sarsmış ve aynı zamanda da çok sevinmiş. Çünkü Resulullah ondan bahsediyor.
Düşünün ki böyle bir durumda ben tahmin ediyorum hepimiz neyimiz varsa veririz çünkü Resulullah var işin içerisinde, Allah'ın resulü var. Ve Basra valisi 10.000 Dinar para vermiş Rabiatül Adeviyye’nin anne babasına. Basra valisi demiş ki, bunu alın rahat rahat geçinin, eğer başka ihtiyacınız olursa da bana mutlaka gelin ben sizin her ihtiyacınızı karşılayacağını diye söz vermiş. Hakikaten bir süre bolluk içerisinde yaşamışlar fakat aradan biraz zaman geçmiş annesi ölmüş, babası ölmüş, kız kardeşleri gelin olmuş gitmiş, Rabia tek başına kalmış, genel kıtlık baş göstermiş Basra'da.
Müthiş bir kıtlık varmış. Ne yapacağım diye şaşırırken bir ihtiyarın kendisine bakıcı aradığını duymuş. Yani o ihtiyarın ev işlerini yapacak. Onun yanına işe girmiş ve bir süre onun yanında kalmış.
Daha sonra bir gün namazda secdeye varmış, gözyaşına boğulmuş, hüngür hüngür ağlıyor. İki gözü iki çeşme ve şöyle dua ediyor, bunu da yaşlı adam buymuş;
“Ya Rabbi sana gereği kadar ibadet edemiyorum. Bu ihtiyara bakmak yüzünden sana kulluk vazifemi eda edemiyorum. Üstelik kendisi gecenin yarısını ibadetle geçiren gündüzleri oruçlu geçiren bir insan olmasına rağmen bakın diyor ki, ben sana gerektiği kadar ibadet edemiyorum ey yüce Allah'ım” diyor.
Bunu duyan ihtiyar o genç kadın da bir olağanüstülük hissediyor. Bu Allah'ın sevgili kullarından biridir diye düşünüyor. Ve diyor ki,”Bundan sonra sen bana değil, ben sana hizmet edeyim.” Rabiatül Adeviyye kabul etmiyor ve ayrılıyor oradan.
Rabiatül Adeviyye hakkında çok menkıbeler var. Kendisi tabiindendir yani peygamberimizin sahabeleri görenlerdendir. Hasan-ı Basri ve Süfyan-ı Servii hazretleri nin çağdaşıdır. Ve tabiinden olan bu büyük iki insan zaman zaman Rabiatül Adeviyye’den fikir almışlardır.
Rabiatül Adeviyye kefenini daima yanında taşırdı. Namazlarını kılmak için kefenini yere serer ve kefenin üzerinde namaz kılardı. Çünkü şunu hatırlamak için,
“Ha bak bir gün bu kefene beni saracaklar, bu bez parçasına. Bu dünyada bundan başka hiçbir şey götürmeyeceğim”
diye kendisine hatırlatsın kabilinden bir düşünce ile kefenini hep yanında taşımış ve ondan ibret almak istemiştir.
Kendisi Allah âşığı idi. Allah'ı çok seviyordu, onun tek hedefi vardı. Cemalullah, Allah'ın cemalini görmek idi.
Hatta bir gün Cenabı Hakka şöyle dua ettiğini duydular.
“Ya Rabbi, eğer ben cehennem korkusundan ibadet ediyorsam beni cehenneminde yak, cennet ümidiyle sana ibadet ediyorsam bana cennetini haram kıl. Ben sadece senin cemalini görmek istiyorum ya yüce Allah'ım. Bunun için bana fırsat ver ey yüce Rabbim”
Kendisine bir gün birisi sormuş. Demiş ki;
“Bu rahmet kapısının açılması için ne yapmamız lazım?”
Rabiatül Adeviyye demiş ki;
“Rahmet kapısı daima açıktır. Rahmet kapısının çıkışı açıktır ama girişi olan kalpler kapalıdır. Sen rahmet kapısının açılması için, bu kalplerinizin açılması için dua et” diyerek güzel bir nasihat etmiştir.
Kendisine
“Kişi ne zaman hoşnut olur ya Rabia?”
diye soru sorulduğunda şöyle cevap vermiştir;
“Nimetten haz duyduğum kadar musibetten de haz duyduğun zaman ancak demiş kişi hoşnut olur.”
Bizim başımıza gelen birçok musibetler var. Bakıyoruz birçok insan hemen isyana giriyor. Oysa o musibet de Cenabı Hak tarafından bize belki de bir imtihan için gönderilmiştir. Onun için bu musibetleri de göz ardı etmememiz lazım.
Kendisi burada yaşanmıştır, hayatının son günlerini burada geçirmiştir. Burası evidir. Kendisinin burası evi, orası ocağı aynı zamanda ibadet ettiği bir mekandır. Burası onun hem evi hem çilehanesi yani çile çektiği yer hemde yaşadığı ve vefat ettiği yerdir. Burası zeytindağı burada vefat etmiş ve buraya gömülmüş.
Kendisi ile ilgili rivayet edilen birçok menkıbeler var ama bunların hepsine girmeyeceğiz. Çünkü bunların bir kısmı da uydurma olabilir.
Rabiatül Adeviyye hayatı ile ilgili olarak son bir şeyi anlatalım.
Bir gün Rabia attığı adeviye gece yarısına kadar ibadet etmiş. Gözleri yaşlı, hep gözü yaşlı ibadetini yapmış, yatağına uzanmış ve gözleri daldığı anda eve bir hırsız girmiş. Hırsız eve bakmış ki evin içerisinde birkaç parça eski eşya var. Başka da bir şey yok. Ne yapsam ne yapsam diye düşünürken demiş ki, ya ben hırsızım boş çıkmayım demiş.
Birkaç tane eşyayı almış, tam çıkacağı zaman bir bakmış kapı yok. Allah Allah demiş, ben nerden geldim buraya. Gitmiş, dönmüş bakmış kapı yok, bu birkaç kez olmuş. En son demiş ki burada olağanüstü bir hal var. Eşyalarını bırakmış, dönmüş bir bakmış ki kapı açık.
Bu hırsız bu olaydan sonra tövbe etmiş, imana gelmiş ve pişmanlık duymuş. Ondan sonra da çok zahit bir kul olmuş.
Evet, Rabiatül Adeviyye ilk kadın evliyalardandır. Hani kadından Evliya olmaz derler öyle bir şey yok. Yani eğer bir kadın, evli bir kadın kocasına itaat eder, dedikodu odu yapmaz, gıybet yapmaz Allah'a da ibadetini yaparsa -kadınlar, annelerimiz, bacılarımız var bizim- onlar büyük günahlara da girmezler ise tabi ki cennete girecekler.
Peygamber efendimiz “Cennet annelerin ayakları altındadır.” demiştir. Dolayısıyla ilk kadın Evliya olan bu büyük tabiinden olan bu büyük insanın yolundan yürümeyi bütün insanlarımıza cenabı hak nasip etsin inşallah.
Kudüs, hem tarihi hem de dini anlamda önemli olan birçok noktası ile gerçekten görülmeye değerdir. Rabiatül Adeviyye'nin kabri, Mescidi Aksa ve diğer kutsal mekanları Kudüs Turları ile ziyaret edebilirsiniz.
Marka Turizm Kudüs Turu Fiyatları ve Tarihleri ile ilgili daha detaylı bilgi alabileceğiniz "Kudüs Turları - Kudüs Tur Fiyatları 2022" sayfasını inceleyebilirsiniz.
Ayrıca Kudüs Turu Kaydı ve Tur Programı ile bilgi almak için de Kudüs Turu Kaydı- Sık Sorulanlar - 3 Gece 4 Gün Kudüs Turu Programı sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Kudüs Turu, Hac veya Umre ile ilgili tüm sorularınız için Marka Tur'u 0533 333 33 31 veya 444 44 12 numaralarından haftanın her günü arayabilirsiniz.
İSTANBUL
Mimar Sinan Mah.
Selam-i Ali Caddesi 31-1
Üsküdar / İstanbul
0533 333 33 31 - 0216 466 66 66 - 0532 111 22 01
İSTANBUL
Atikali Mah.
Yavuz Selim Caddesi No: 3 Daire: 2
Fatih / İstanbul
ANKARA
Hacı Bayram, Soydaşlar Sk. Gürer iş merkezi 19/11 D:6. Kat: 6
06000 Altındağ/Ankara
0216 310 20 50- 0532 111 22 01