Bunun hakkında detaylı bilgi şu sayfada vardır.
İhram nedir kısaca bahsedelim. İhram umre veyahut hacca niyet etmeden önce yapılacak ilk işti. Erkekler tüm kıyafetlerini çıkaracak, iki parça havlu ile örtünecekler. Ve ibadet (umre veya hac) süresi boyunca bazı helal muamelattan kaçınacaktır. Buna ihrama girmek denir.
Arafat, Mekke'nin doğusunda eski Tâif yolu üzerinde, kumluk geniş bir vadidir. Mekke'ye takriben 25 km. dir. Arafat'tan Müzdelife, Mina ve Mekke'ye 9 adet otoban yolla ulaşılır.
Bu vadinin “Arafat'ın” doğu kısmında, sert kayalardan oluşan zahirde küçük bir dağ “tepecik” vardır. Bu dağa “Cebel-i Rahme” denir. Rivâyetlere göre, Hz. Ademle Hz. Havva Cennet'ten yeryüzüne indirildikten 300 sene sonra, Allah'ın Rahmetiyle bağışlanıp, bu dağın tepesinde karşılaştılar.
Dağın tepesindeki sütun, buluşmanın olduğu yere işarettir. Bu sebeple de, Hz. Adem'in neslinin af olunacağı çok mübarek bir yerdir. Bu kısımda, Arafat ve vakfeden bahsedeceğiz. -
Açıklama: Arafat'ın batı kısmında Mescid-i Nemire -Mescidi İbrahimdenilen bir mescid, doğu kısmında ise, “Cebeli Rahme” denilen -Rahmet dağı Arafat dağıbulunmaktadır.
Tenbih: Arafat'a çıkmak denildiğinde, bilmeyen kimseler için ilk akla gelen büyük bir dağa çıkmak gibi düşünebilirler. Gerçek ise öyle değil. Arafat “Cebeli Rahme” siyah ve sert kayalardan meydana gelmiş zahirde küçük bir tepeciktir.
“Arafat Dağı” ismini alması, Hz. Adem ile Hz. Havva'nın Cennet'ten yeryüzüne indirilirken Hz. Adem Hindistan'da Serendip adası'na, Hz. Havva ise Arabistan'da Cidde Şehri'nin olduğu yere indirilmişti. Üç yüz sene ayrı yaşadılar.
Tevbelerinin kabulünden sonra ilk defa Arafat'ta buluştular. Bunun için bu dağa “Arafat Dağı” tanışma dağı veya “Arafat Vadisi” denilmiştir. Onun neslinden müslüman olanlar her sene günahlarının affedilmesi için Allah-u Tealâ'nın emri olarak Arafat'a çıkarlar.
Arafat'ta Arafe Vakfesi Arafat ve Vakfe
1-Vakfenin ihramlı olarak yapılması: Hac niyetiyle ihrama girmiş olmak şarttır. İhramsız yapılan vakfe hac için geçersizdir. Vakfenin ihramlı olması şarttır.
2-Vakfenin belirli günde yapılması: Vakfenin, Zilhiccenin dokuzuncu günü olan arafe günü yapılması şarttır. Rastgele bir günde yapıları vakfe ihramlı olsa bile hac için geçerli değildir, hac vakfesi yapılmış sayılmaz.
3-Vakfenin belirli yerde yapılması: Vakfenin be. lirli yer olan Arafat hudutları içinde yapılması şarttır. Arafat hudutları dışında rastgele yerde yapılan vakfe geçersizdir.
Arafat'da Vakfenin Başlama ve Bitme Zamanı
bu zaman diliminin içinde abdestli abdestsiz, hasta sağlam, baygın, şuursuz, uyku halinde olarak Arafat hudutları içinde az bir zaman bulunması vakfe farzının yerine gelmesi için yeterlidir.
Arafat'a arafe günü gündüz gelenlerin, gün kavuşmadan önce Arafat hudutlarından çıkmamaları vacibtir. Herhangi bir özürden dolayı güneş batmadan önce Arafat'tan ayrılan kimse güneş batmadan önce Arafat'a geri dönerse bir mahzuru yoktur. Aksi halde ceza kurbanı gerekir.
Ancak elinde olmayan hastalık, baygınlık, acz ve çaresizlik gibi sebeplerden dolayı veya ilk defa Arafat'a güneş battıktan sonra çıkanlara ceza kurbanı gerekmez.
Arafat Vakfesinin Vacibi
Açıklama: Güneş batmadan önce, Arafat'tan ayrılan güneş batmadan geri dönmelidir. Aksi halde vacib'i terkettiği için kurban gerekir.
Çok mühim: Elinde olmayan sebeplerle, gündüz Arafat'a yetişemeyenler, bayram gecesi şafak sökmeden önce, Arafat'a çıkarsa, farz olan vakfe, geç de olsa yerine gelmiştir. Bir ceza gerekmez. Aksi halde haccı kaçırmış olur.
Vakfe için: Arafat'ta ayakta, oturarak, yatarak, uykuda, hasta ve baygın olarak bulunması, vakfeye zarar vermez, bütün bu hallerde yapılan vakfeler sahihdir. Vakfenin farzı da, vacibi de yerine getirilmiş olur.
Arafat Vakfesinin Sünnetleri
1- Geceyi Mina'da geçirenlerin Arafat'a, güneş doğduktan sonra hareket etmesi,
2- Arafat'ta öğle ve ikindi namazının -cem-ü takdim- birleştirek öğle vaktinde kılınması ve imamın iki hutbe okuması,
3- Mümkünse öğleden önce vakfe için gusül yapılması,
4- Vakfe esnasında, erkeklerin temiz ihramlı, kadınların temiz elbiseli, abdestli, tesettürlü olması.
Açıklama: Abdestsiz, gusülsüz, taharetsiz, tesettürsüz, yapılan vakfe sahih olur. Fakat sevap ve fazileti kaybederler.
Kadınların ayhali ve doğumla ilgili özürleriyle yapılan vakfeleri sahihdir. Normal sevap ve faziletleri eksilmez.
5- Vakfenin Cebel-i Rahme civarındaki siyah kayaların yanında yapılması,
6- Vakfe yapılırken kıbleye doğru yönelmesi,
7- Akşama kadar, telbiye, tekbir, tesbih, zikir, istiğfar, salevat ve namazla meşgul olunması, kendi ve yakınları için göz yaşlarıyla duâ ve niyazda bulunulması sünnettir.
Hatırlatma: Arafat duâsında ağlamak, vakfede yapılan duâların kabulüne delildir. Vakfede; kendi, anne-babası, aile ve evlatları, akrabaları, komşuları, arkadaş ve ahbabları ve bütün müslümanlar için duâ edilir ve duâda — Israr edilir.
Bir hadiste; “Arafe günlerin en hayırlısıdır. Arafe vakfesi, Cuma gününe rastlayan hac, yetmiş hacdan daha efdaldır.” Buyrulmuş. Dürer Şerhi Gurer C.1.,5.282
Arafat'ta Cem'i Takdim Meselesi
Açıklama: Hanefi Mezhebinden Ebu Hanife; “cemi takdim” için iki şartın bulunması gerekir” demiş:
1- Cem-ü takdim yapacak kimsenin, Arafe günü Arafat'ta ihramlı olarak bulunması.
2- Emir-ül mü'minin veya onun vekili olarak hutbe okuyan imam tarafından, büyük bir cemaatle Mescid-i Nemire'de kılınması şarttır. Bu mescid'e “Mescid-i İbrahim” de denir. Bu görüşe göre, çadırlarda her iki namaz normal vakitlerinde kılınır.
Diğer kuvvetli bir görüş ki: Hanefi İmamlarından İmam-ı Ebu Yusuf ve İmam-ı Muhammed'e göre ve diğer üç mezhebin imamlarının ittifakıyla, “Arafe günü Arafat'ta hac yapmak için, ihramlı bulunanların, çadırlarda cemaatle veya münferiden kılması sünnettir. Bu sünnet için, Mescid-i Nemire ve cemaat-i kübra şart değildir” demişler. Bu günkü uygulama bu görüşe göredir.
Arafat'ta Cem-i Takdimle Öğle ve İkindi Namazlarının Kılınışı
Bu sünnet: Arafat vakfesinde uzun zaman kalması için, Asrı Saadet'ten bu güne kadar uygulanan bir sünnettir. Önce hutbe okunur veya vaaz-u nasihatla hacılar, hacla ilgili konularda uyarılır, sonra cemr-i takdimle öğle ve ikindi ardı ardına kılınır.
Açıklama: Öğle namazının son sünneti ve ikindinin sünneti kılınmaz, terk edilir. Cemaate yetişemeyen kimseler, ikinci bir cemaat yoksa, kendi başlarına da olsa, cemaatle olduğu gibi cem-i takdim yaparak, Arafat'a öğle ve ikindi namazlarını ardı ardına kılarlar.
Mühim uyarı: Mekke'den ayrılan hacılar, Mina'da ve Arafat'ta teamül olarak namazlarını seferi kılmışlar. Bu konu hakkında kitaplarda tafsılat var, merak edenler baksın.
Bizim uygulamamız şöyle olmalı: Mekke'de seferi müddeti olan 15 günden fazla kalanlar mukim oldukları için dört rekatli farzları, yine dört rekat olarak kılarlar. Mekke'de Arafat'a çıkmadan önce 15 günden az kalanlar seferi hükmüne tabi oldukları için dört rekatlı farzları, ikişer rekat kılmaları gerekir.
Buna göre; Mina ve Arafat'ta seferi olmaları gerekir. Fıkıh kitaplarımızda; bu hükme; “Mekke'li ve hariçden gelenler müsavidir” denilmektedir. Mekke'de kalanlar için; Mina ve Arafat “fi na'i Mekke” olmadığı herkesin bildiği şeydir.
Resul-ü Ekrem'in, Halifelerin ve Ashab-ı Kiram'ın uygulaması böyledir. Bu yıllardır Arafat'a mahsus olan bir uygulamadır.
İnsan için en son kapı olan ve pek çok müslümana, ömründe bir defa nasip olan hac için arafe günü Arafat'ta bulunması, büyük bir imkan ve büyük nimettir.
Hacılarımız kim olursa olsun bu fırsatı değerlendirmelidir. Çadırlarımızda cemaatin ekserisi seferi ise, seferi olan bir imamın kıldırması sünnete uygun olanıdır. Seferi olmayanlar, seferi imam ikinci rekatta selam verdikten sonra kalkar iki rekat daha kılarak namazlarını tamamlarlar.
Eğer hacıların ekserisi mukim hükmünü tatbik ediyorlarsa, mukim olan bir imam namazı kıldırır. Seferi olanlar mukim imama uyduklarında, namazlarını dört rekat kılarlar. Böylece ih tilafda hal olmuş olur. “Seferidir değildir” diye münakaşa yapılması gereksiz ve yanlıştır.
Hele bir çadırda, aynı gurubun hacılarının, ayrı ayrı namaz kılmaları, hacıların önünde münakaşa yapmaları, o mübarek yerde ihramlı birine, hele hoca durumunda olanlara hiç yakışmıyor. Bu fıkhi bir meseledir. Muhakkak, bir çıkış yolu, bir kolaylığı vardır. Dedikodu olacak, huzur bozacak şeylerden son derece sakınmalıyız, orası bunun yeri değildir.
Arafat ve Vakfesinin Adabı
1- Vakfe esnasında, ilâhi huzura geldiğini bilme-
2- Sanki mahşer gününde olduğunu düşünmeli.
3- Vakfede, afv olacağı ümit ve işaretini beklemeli.
4- Günahları yüzünden mahçup olarak özünden ağlamalı.
5- Vakfe duâlarında, tekrar tekrar ısrarla af istenmeli.
6- Vakfede yakınları, dostları için de duâ edilmeli.
7- İstek ve arzularında ciddi ve samimi olmalı.
8- Tevbemi bozmadan sözümde duracağım demeli.
9- Bütün günahlarımı burda bırakıyorum demeli.
10- Vakfe sonunda günahlardan arındığına inanmalı.
Bu düşüncelerle yapılan vakfenin tesiri ömür boyu sahibinin, aklından, kalbinden ve hayalinden çıkmayacak ve her yerde hatırlayıp, müslümanlara güzel örnek olacaktır. İnşallah...
Müzdelife'de Yapılan Müzdelife Vakfesi
Açıklama: Hanefilere göre, bayram sabahından güneş doğana kadar olan zaman içinde, hacıların vakfe yapıp duâ ve ilticada bulunması vacibtir. Özürsüz terk edilirse dem “kurban” gerekir. İzdihamdan dolayı, hayati bir tehlike varsa terk edilebilir.
Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için burayı tıklayınız.
İSTANBUL
Mimar Sinan Mah.
Selam-i Ali Caddesi 31-1
Üsküdar / İstanbul
0533 333 33 31 - 0216 466 66 66 - 0532 111 22 01
İSTANBUL
Atikali Mah.
Yavuz Selim Caddesi No: 3 Daire: 2
Fatih / İstanbul
ANKARA
Hacı Bayram, Soydaşlar Sk. Gürer iş merkezi 19/11 D:6. Kat: 6
06000 Altındağ/Ankara
0216 310 20 50- 0532 111 22 01