Yukarıda yer alan resimde El Halil Camii'nin iç kısmını görmektesiniz. Yazımızın içerisinde de bahsedeceğimiz kabirlerden bazıları bu resimde hemen dikkat çekmektedir. Kudüs turlarında gezilen yerler arasında olan El Halil, Hz. İbrahim gibi mübarek zatların kabrini içerisnde bulundurur.
El Halil Camii'ne aynı zamanda Haramül Halil'de denilmektedir.
Neden Haramül Halil denmiş buraya? Çünkü peygamberlerin babası Ebul Enbiya olan Hazreti İbrahim ve onun türeyen nesillerin kabirleri buradadır. Onun için buraya Haramül Halil denmiştir. Aslında Yahudilerin, Müslümanların ve Hıristiyanların buradaki pozisyonlarını iyi anlayabilmek için Hazreti ibrahim'in hayatını çok iyi bilmek gerekir. Ben çok kısa bir şekilde özetleyeceğim.
Evet şimdi El Halil’in tarihine geçelim. Buranın tarihi hakkında kısa bir bilgi verelim.
Bu peygamberler buraya nasıl gömüldüler? Önce ondan bahsedelim. Sare annemiz, 127 yaşında vefat eder ve vefat etmeden önce burada bir mağara satın aldı. Bu caminin 15 m derinliğinde 1 mağaradır. Bu mağaraya Sare annemizi defnettiler. Daha sonra 175 yaşında vefat eden İbrahim peygamber -Kuranı kerimde 69 defa ismi geçer- o da buraya defn olundu. Daha sonra Yakup peygamber defnedildi. Hanımları da aynı şekilde buraya defnedilmiştir. Öldükten sonra en sonda Yusuf peygamber mermer bir sanduka içerisinde buraya getirildi ve defnedildi.
586 yılında buradaki yıkımdan sonra Kral Herode, Yahudi kralı buraya geldi. Bu peygamberlerin yerleri dilden dile bugüne kadar gelmişti. Bu alanı,mezarları çevirdi ve kapattı. Daha sonra gelen Bizanslılar da buraya bir kilise yaptılar. Sonra Emeviler zamanında buraya bir cami yapıldı. Daha sonra Memlükler döneminde de buraya ilaveler, çıkarmalar bir sürü eserler yapıldı. Mesela El Halil’de yer alan bazı süslemeler Memlük dönemine ait.
Burası daha sonraki zamanlarda ise Osmanlı yönetimine geçti. Ne zaman? 1517 yılında Osmanlı yönetimine geçti. Yavuz Sultan Selim Peygamberlerin kabirlerini ziyaret etti, fatihalar okudu. Daha sonra da 400 sene Osmanlı hakimiyetinde kalan el Halil şehri 1980 yılında esas olan olay oldu. Burası tamamen onların eline geçti. Doksanlı yıllarda da tekrar Filistin özerk yönetimine verildi.
Bu cami 55 metre uzunluğunda, 33 metredir. Caminin bir mihrabı var, bahsetmiştim. Mihrap, Mescidi Aksa daki mihrabın bir eşidir. Tamamen geçme üzerine, geçen tahtalar birbirine geçirerek yapılmıştır. Abanoz ve ceviz ağacı kullanılmıştır. Sedef işçiliği de sedef kakma işçiliği de vardır. Muazzam bir minberdir. Dünya tarihindeki en kıymetli minberlerden bir tanesidir. Bu minberin benzeri olan Mescid Aksadaki minberi 1969 da yaktılar. İnşallah bu minbere bir şey olmaz. Sarı yazılar ise Osmanlı'nın celi hatla yazdığı kufi yasini şeriftir. Baştan sona camiiyi dolaşır.
Kıble duvarında mihrabın sağında ve solunda 2 tane şamdan vardır. O şamdanları Sultan Abdülhamit hediye etmiştir. Kaide bölümünde Sultan Abdülhamid'in onları buraya hediye ettiğine dair yazı vardır. Aynı zamanda bu kabirlerin içindeki sandıkları memluklular koymuş.
Kabirler, 15 metre aşağıdadır. Esas peygamberlerin kabirleri 15 metre aşağıda üzerinde sandukalar bulunur. Sandukaların üzerindeki örtüyü de Sultan Abdülhamit koymuştur.
El Halil Camiinde, merdivenle kabirlerin olduğu kısma iniliyordu. Ne için biliyor musunuz? Buradaki peygamberin kabrini ziyaret etmek için. Sonra burada insanlar içeri girip kağıtlar, bez, para attılar, baktılar ki başa çıkamıyorlar. Sonra Yahudilerle ortak bir anlaşma yaptılar ve o kapıyı kapattılar. Günümüzde kabirlerin değil ancak mağaranın içerisini görebileceğiniz bir yer vardır.
Yakup Peygamber, Lamiye annemizin kabirleri buradadır. Yakup peygamber biliyorsunuz Yahudilerin dedesidir, Beni İsraildir lakabı.
El Halil Camiinde bir yerde, mağaraların içinin göründüğünü söylemiştik. Burası, senede 10 gün Müslümanlara, 10 gün de Yahudilere açılıyor.
El Halil, dördüncü haremi şeriftir. Yani Mescidi Aksa’dan sonraki dördüncü haremi şerif tir. Müslümanlar burayüsı için Osmanlılardan sonra haremeyni şerifeyni ifadesini kullanmışlardır.
Hazreti ibrahim bildiğiniz gibi Urfa’da doğmuştur. Başka yerlerde doğduğu söylenmektedir ama Urfa’da doğmuştur. O doğmadan önce Nemrut bir rüya gördü. Rüyasında bir kişinin, kendisinin saltanatını sona ereceğini yorumladılar. Bunun üzerine Nemrut, erkek çocuklarının tamamının öldürülmesini emretti. Kim bu emre karşı çıkarsa onunda öldürülmesini emretti ama İbrahim peygamberin annesi onu bir mağarada büyüttü Diyorlar ki 12-13 yaşına gelinceye kadar o mağarada kaldı.
Oradan çıktıktan sonra yani artık tehlike geçtikten sonra da İbrahim peygamber baktı ki Keldaniler de oradalar. Yani oradaki halkın inanışı keldani idi. Keldaniler yıldıza, gökyüzündeki şeylere tapıyorlardı. Hazreti ibrahim bunu kabullenemedi. Hatta kuran'da anlatılan bir kıssası vardır. Ne demiş? Önce yıldızlara, aya, güneşe bakmış, sonra demiş ki sabah olunca bunlar batar, ben batanları sevmem. Bunlar yaratıcı olamaz demiştir. Aslında Hazreti İbrahim bunu biliyordu. Sadece insanlara örnek ve ibret olması açısından Kuranı kerimde böyle bir anlatım vardır. Kendisinin de insanlara örnek olmak için böyle bir olayı var.
Hazreti ibrahimin babası, daha doğrusu babalığı Azer put satıcısı idi, put imal ediyordu. Bir gün puthanede bir ibadet, bir ayin töreni yapıldı. İnsanlar putlara taptılar, nemrut da başlarındaydı fakat Hazreti ibrahim bu olayı görünce çok yadırgadı. Elleriyle yaptıkları taşlara tapan insanları görünce gerçekten çok yadırgadı bu olayı.
Hatta hazreti ibrahim zaman zaman putu ayağından bağlıyor, şehrin sokaklarında sürüyordu. Bunu ne için yapıyor? Bak işte kendini bile koruyamayan bir put, bir adamın elinin altında gidiyor. Demek ki bunlar yaratıcı olamaz fikrini verebilmek için böyle yapıyordu. Zaman zaman da onları alıyor, nehrin kıyısına getiriyordu. Hadi su için bakalım susamışsınızdır, diyordu. Gene bunu ne için yapıyordu, insanlara putun yaratıcı olamayacağını ispatlamak için yapıyordu.
Hazreti ibrahim de insanların bu yaptıklarını görünce çok üzüldü. Onların gitmesini bekledi. Herkes gittikten sonra da putların hepsini kırdı. En büyük putu bıraktı. Kırdığı aleti de onun boynuna astı. Daha sonra bu haber bütün şehirde yayıldı. Nemrut, bana Hz.İbrahim’i getirin dedi. Hazreti İbrahim getirildi. Nemrut ona “Sen niye bizim tanrıları mı böyle yaptın?” dedi.
Ben bir şey yapmadım ki dedi ona sorun, o cevap verebilir mi dedi.
Peki cevap veremeyen, kendini koruyamayan şeyler Yaratıcı olabilir mi? Çok mantıklı şeyler söyledi Hazreti İbrahim. Bu konuşmalardan mağlup olan nemrut onunla başa çıkamayacağını anladı ve onu ateşe atmaya karar verdi.
Büyük bir ateş yakıldı, bu ateşin urfa'da olduğu-yakıldığı söyleniyor. Doğduğu mağara da Urfa'daydı. Büyük bir mancınık, büyük bir ateş, Hazreti ibrahim içine atıldı fakat Kuranı Kerim’de geçen “berden ve seleme” ayeti kerimesi ile ateşe, soğuk ve serin olması emredildi ve Hazreti İbrahim'i yakmadı ateş. Hazreti Lut bu olayı gördükten sonra Hazreti İbrahim'in peygamberliğini tasdik etti.
Bu olaydan sonra Nemrut baktı ki ateş Hazreti ibrahim'i yakmıyor, bundan etkilendi ama onu orada tutmak istemedi ve tebliğine de izin vermek istemedi. Onu göndermek istedi. Bunun üzerine Hazreti ibrahim oradan çıkarken şehirde büyük bir sivrisinek istilası oldu, insanlar sokağa çıkamaz oldu.
Sivrisineklerden bir tanesi Nemrud'un burnundan girdi. Burnundan girince beynine kadar geçti ve kaşımaya başladı. Ancak kaşıyamıyordu, kaşınması çok zor bir şeydi ve bir süre sonra da öldü. Halk da bu felaketten, onun ölümü ile kurtuldu.
Hazreti ibrahim, daha sonra Şam ve Filistin bölgesine geldi, daha sonra Mısır'a gitti. Mısır'da da o zaman Sarup adında bir firavun vardı. Onun da şöyle bir görüşü vardı, çok af buyurun güzel kadın gördüğü zaman ona el koyardı. Burada kabri bulunan Hazreti Sare annemiz de güzel bir kadındı. Bunu görünce Firavunun adamları onu Firavun'a götürdüler. Hz. Sare Firavunun yanına geldi. Firavun ona el ile sarkıntılık yapmak isterken bir nefes darlığı çekerek yere düştü, debelenmeye başladı. Bunun üzerine dua edip onu bundan kurtarmasını istediler. O da hazreti Hacer validemizin dua etmesi ile kurtuldu. Daha sonra dedi ki, siz bana bir kadın getireceğinize bir şeytan getirmişsiniz dedi. Şu Haceri de alın bunlara verin. Çıksınlar bunlar bu topraklardan dedi. Hacer annemiz onu da aldı ve çıktı.
Hazreti ibrahim'in o yaşa kadar da çocuğu olmamıştır. Allah'a dua etmişti fakat bir türlü çocuğu olmadı. Sonra Sare annemiz Hacer ile evlenmesine izin verdi. Hacer’den İsmail oldu. Hazreti İsmail dünyaya geldi. Hazreti ismail dünyaya geldikten sonra doğal olarak Sare annemiz bunu kıskandı. Daha sonra onları buradan götürmelerini istedi. Cenabı hakkın da emri bu doğrultudaydı. Hz. İsmaili Mekke'ye götürdü, kabe inşa edildi vs. Hz. İsmail orada kaldı, Hz. İbrahim geri döndü kendisi.
Sonra enteresan bir şey oldu. Melekler hazreti İbrahim'e geldiler dediler ki senin bir çocuğun olacak, müjde! Yaşı 90 olmuş, çocuğu olacak, doksanı aşmış hatta. Şaşırdılar. Herkes şaşırdı ve İshak aleyhisselam dünyaya geldi. İshak peygamber babası gibiydi; uzun boylu, kara gözlü yakışıklı bir insandı ve çok güzel konuşurdu. Kuranı Kerim'de ismi 15 defa geçmektedir, Kendisinin 2 tane çocuğu oldu Yakup ve Ays adında. Bunlar ikiz olduğu için biri önce dünyaya geldi ki önce dünyaya gelen Ays idi. İshak peygamber çocuğu için, onun soyundan peygamberler gelmesi için dua etti. Ve hakikaten ondan sonra, Yakup peygamberden sonra peygamberler geldi. Yakup peygamberin lakabı israil dir. Beni israil denmesinin sebebi de budur.
Kudüs, hem tarihi hem de dini anlamda önemli olan birçok noktası ile gerçekten görülmeye değerdir. İlk Kıblemiz Mescidi Aksa, El Halil Camii ve diğer kutsal mekanları Kudüs Turları ile ziyaret edebilirsiniz.
Marka Turizm Kudüs Turu Fiyatları ve Tarihleri ile ilgili daha detaylı bilgi alabileceğiniz "Kudüs Turları - Kudüs Tur Fiyatları 2022" sayfasını inceleyebilirsiniz.
Ayrıca Kudüs Turu Kaydı ve Tur Programı ile bilgi almak için de Kudüs Turu Kaydı- Sık Sorulanlar- 3 Gece 4 Gün Kudüs Turu Programı sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Kudüs Turu, Hac veya Umre ile ilgili tüm sorularınız için Marka Tur'u 0533 333 33 31 veya 444 44 12 numaralarından haftanın her günü arayabilirsiniz.
İSTANBUL
Mimar Sinan Mah.
Selam-i Ali Caddesi 31-1
Üsküdar / İstanbul
0533 333 33 31 - 0216 466 66 66 - 0532 111 22 01
İSTANBUL
Atikali Mah.
Yavuz Selim Caddesi No: 3 Daire: 2
Fatih / İstanbul
ANKARA
Hacı Bayram, Soydaşlar Sk. Gürer iş merkezi 19/11 D:6. Kat: 6
06000 Altındağ/Ankara
0216 310 20 50- 0532 111 22 01