On Bin Sahabenin Yattığı Kabristan
Mescid-i Nebi'nin doğu tarafında bulunan Baki Kabristanını ziyaret etmek de müstehaptır.
Bu mezarlığa ilk defa defnedilen zat, Peygamberimizin süt kardeşi Osman b. Maz'un'dur. Osman defnedilince Peygamber Efendimiz onun baş ve ayak uçlarına birer taş koydu ve:
"Bu ahirete ilk gidenimizdir. "buyurdu.
Peygamberimizi görme şerefine nail olan, sesini duyan, onunla namaz kılan, İslâmiyet uğrunda hiç bir fedakarlıktan çekinmeyen on bin civarında sahabî bu kabristana defnedilmiştir.
Bunlar arasında; üçüncü halife Hz. Osman, Peygamberimizin amcası Hz. Abbas, halası Hz. Safiye, süt annesi Halime, ikinci annem dediği Hz. Ali'nin annesi Hz. Fatma binti Esed ile Peygamberimizin hanımı Hz. Ayşe ve Aşere-i Mübeşşere' den yanî cennetle müjdelenmiş on kişiden Abdurrahman b. Avf ile Sa'd b. Ebin Vakkas, dört mezhepten biri olan Maliki Mezhebinin kurucusu İmam Malik de dahil olmak üzere çok sayıda büyük zatlar bulunmaktadır.
Peygamberimizin bir buçuk yaşında ölen küçük oğlu İbrahim de bu kabristanda defnedildi. İbrahim doğduğu zaman Peygamberimiz çok sevinmişti. Çünkü küçük yaşta ölen erkek evlâtlarının yerine bununla teselli bulmuştu. Peygamberimiz oğlunu çok seviyor, yanına gelen misafirlerle görüşmeleri biter bitmez hemen evine koşuyor, yavrusunu kolları arasında alıp öpüyor ve okşuyordu. Ne var ki, sevgili yavrusu açma dan solmaya başlayan bir çiçek gibi hastalandı.
Peygamberimiz oğlunu kucağına aldı, yavrucağın bakışları hüzünlü, masum yüzü solmuştu, gülüp oynayan çocuk bitkin bir hale gelmişti. Peygamberimiz sevmeye doyamadığı yavru sunun yüzüne bakarak:
"Allah'a karşı elden ne gelir ey İbrahim" dedi ve gözlerinden akan yaşlar yüzüne yuvar landı. Çok geçmeden İbrahim'in vücudu hareketsiz kaldı, temiz ruhu göklere uçtu. Peygamberimiz bütün şefkati ile sevip bağrına bastığı yavrusunu kaybetmenin derin üzüntüsü içinde ve göz yaşları arasında şu sözleri söyledi:
"Göz yaşarır, kalp mahzun olur, Allah'ın rızasına uygun olandan başka bir söz söyle yemeyiz. Ey İbrahim, seni kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz."
İbrahim'in cenaze namazini Peygamberimiz kıldırdı. Baki kabristanına defnedildi. Peygamberimiz mezarını düzeltti ve üzerine de biraz su döktü. Böylece O'nun yedi çocuğundan altısı ölmüş, hayatta sadece biricik kızı Hz. Fatma kalmıştı.
Peygamberimiz görevini tamamlamış, bu fani dünyadan göçmesi yaklaşmıştı. Hasta yatağında idi. Hayatta kalan biricik kızı Hz. Fatma her gün gelip babasını ziyaret ediyor, hatırını soruyordu. Bir gün Fatma babasını bitkin bir halde görünce dayanamadı ve:
"Kim bilir ne acılar çekiyor babacığım" dedi. Bunu duyan Sevgili Peygamberimiz kızına;
"Babasının sevgili kuzusu, bugünden sonra babacığın hiç acı çekmeyecek" dedi. Bu sözler, onun fani dünyadan göçeceğini işaret ediyordu. Durumu anlayan Hz. Fatma gözyaşları ile ağlamaya başladı. Peygamberimiz:
"Niye ağlıyorsun yavrum, yerde ve gökteki kadınların içinde en hayırlısı olmak sana yetmez mi?" buyurdu.
Peygamberimiz bu dünyadan göçtükten sonra bir daha hiç gülmeyen kızı Hz. Fatma da ancak altı ay yaşadı. Şimdi o da Bâki kabristanında yatmaktadır. Peygamberimizin diğer kızları Rukiye ile Ümmü Gülsüm ve torunu Hz. Hasan'ın kabri burada olduğu gibi Hz. Hüseyin'in oğlu Ali Zeynel-Abidin de buradadır.
Peygamber Efendimiz zaman zaman Baki kabristanını ziyaret eder ve orada bulunanları selâmlayarak şöyle dua ederdi:
"Selam size ey mü'minler yurdunda bulunanlar! Yarın için geleceği vaad olunan şey size geldi. İnşallah biz de arkanızdan geleceğiz. Allah'ım Bakî kabristanındakileri bağışla (38)
Burayı ziyaret edenler de kabristandakileri böyle selâmlayıp dua ederler.
Peygamberimiz, bazı cenaze namazlarını burada kıldırır, bazan da ordularını buradan sefere uğurlardı.
İSTANBUL
Mimar Sinan Mah.
Selam-i Ali Caddesi 31-1
Üsküdar / İstanbul
0533 333 33 31 - 0216 466 66 66 - 0532 111 22 01
İSTANBUL
Atikali Mah.
Yavuz Selim Caddesi No: 3 Daire: 2
Fatih / İstanbul
ANKARA
Hacı Bayram, Soydaşlar Sk. Gürer iş merkezi 19/11 D:6. Kat: 6
06000 Altındağ/Ankara
0216 310 20 50- 0532 111 22 01